Satın Al
Takip et
"Kaçıncı yüzyıl olacak ?"
- 21. yüzyıl.
Kod ekranına 21. yüzyıl yazdım.
"Nüfus kaç olacak ? "
- 8 milyar.
Kod ekranına 8. 000. 000. 000 yazdım.
Haktan Erdoğan Sunar.
20 GÜN SONRA
Deneğimizin yanına gittim. Zihnini daha doğrusu gerçekliğini sanal dünyaya aktarmamız için o kaskı takmıştı. Eline dokundum.
"Her şey hazır. Senden onay bekliyoruz." dedim.
Deneğimiz David ile saatlerce toplantı yapmıştık. Toplantının konusu insan haklarıydı. Simülasyonun yasal olarak üzerimizde sorumlulukları vardı. David'in zihnini silerek bir sanal dünyaya yollayacaktık. Sanal dünyada bizim oluşturduğumuz bir karakterin yerine geçecekti.
David olabilecek bütün iyi ya da kötü senaryolara izin vermesi gerekiyordu. Çünkü oluşturduğumuz sanal dünya korkunçtu. David'i bir deney uğruna oraya gönderiyorduk ve oraya gönderdiğimizde hiçbir şey hatırlamayacak, bilmeyecekti. Orada ölmesi haricinde yaşadığı her şeyi gerçekten yaşayacak ve hissedecekti.
David "Ben hazırım." dedi. Bunu dedikten hemen sonra yardımcım Kenny "Enter" tuşuna bastı.
Sistem başlatılıyor.
Sistem açıldı.
Yeni kullanıcı bulundu.
Kullanıcı analizi başlatılıyor.
David Nelson. 26 yaşında. Norveçli. Mühendis. Evli ve 4 çocuk babası.
Kullanıcı analizi tamamlandı.
Yeni emir saptandı.
Emir yerine getiriliyor.
Yükleniyor %28
Yükleniyor %42
Yükleniyor %74
Yükleniyor %100
David Nelson Siyasilasyon'a aktarılıyor...
Aktarma işlemi tamamlandı.
Siyasilasyon
Bira ve hamburgerlerimizi alıp David'i izlemeye başladık. Şu anda uyuyordu.
Onun Siyasilasyon'daki ismi Alberto'ydu. Yarın yaşadığı ülke için büyük bir gündü çünkü seçim vardı. Neler düşünecek, neye karar verecek çok merak ediyorduk yardımcımla. Düşündüğü her şeyi, zihninden geçenleri izleyebilecektik. Onun karakterini biz oluşturduğumuz halde, David, sanal dünyaya girip Alberto'nun yerine geçtiği anda kendi kararları olan biri haline gelmişti. Artık Siyasilasyon'da gerçek bir yaşam vardı ve biz sadece bunu izleyecektik.
David'in yerine geçtiği Alberto tarafsız biriydi. Yani biz öyle ayarlamıştık. Bizim amacımız tarafsız birinin böyle bir ortama bırakıldığında neler düşündüğünü ve neler yaptığını görmekti. İstediğimiz an zamanı hızlandırabilir ve yaşayan herkesin düşüncelerini, kararlarını yaptıklarını ve yapacaklarını değiştirebilirdik.
Yardımcımla yepyeni bir dünya kurduk ve bu dünyada bir ülke yarattık. Ülkenin ismine Muz Cumhuriyeti adını verdik. Bu simülasyonu oluştururken yeri geldi çok güldük , yeri geldi çok üzüldük. Albertoya üzüldük. Gerçek olmadığı halde kendisine çok üzüldük.
Muz cumhuriyetinin atası öldükten sonra başlıyor Siyasilasyon. Atasını kaybeden bir ülkenin geleceğini tamamen değiştirdik. Muz cumhuriyetinde yaşayan insanların fikirlerini, kime inanacaklarını, kime neden güveneceklerini ve güvendiklerini nasıl savunacakları konusuna müdahale ettik. Hiçbir işe yaramayacak yok hükmünde insanları önemli konumlara getirdik ve bu insanların düşüncelerine saygı duyulmasını sağladık ya da buna zorunlu kıldık.
Bir mantık oluşturmamız gerekiyordu. Yapı taşı diyebilirdik buna. Muz cumhuriyetinin atası ile bağlantılı bir şey bulmamız gerekiyordu ve bulmuştuk. Muz cumhuriyetini gelişmiş, çağdaş bir ülke yaptık. Bu cumhuriyetin atası bir siyasi harekatın başı olacaktı. Tek partili dönem üzerine kodlar yazdık ve bu partinin adını CTP koyduk.
CTP yani atanın kurduğu parti bizim için inanılmaz bir fikir kaynağı oldu. CTP'yi her konuda kullanabileceğimizi fark ettik. CTP'yi Siyasilasyon'a böyle ekledik.
CTP zaten atanın partisi olmasından dolayı avantajlıydı. Anlayacağınız domain farkıydı biraz. Siyasilasyon'da, CTP'yi atanın yolundan giden bir parti yapmadık tabiki. Bu saçma olurdu. Mantıksızlığa da verilen tepkiyi merak ederek Siyasilasyon'u yaratmıştık. CTP'nin ideolojisini tamamen değiştiren kodlar yazdık ve CTP'nin insan hayatına müdahale eden bir parti olmasını sağladık. Kurucusunun yolundan gitmeyen ve "Laiklik" ilkesi adı altında din düşmanı bir parti yaptık CTP'yi.
Evet CTP tamamdı fakat CTP'nin tek parti olması gözlem yapmak için yetersizdi. Siyasi parti ya da partiler gerekiyordu. Yardımcımla iyice düşündük ve bunun sonucunda CTP'nin muhalefette kalacağı bir düzen oluşturmaya karar verdik.
CTP'nin en büyük rakibi olacak bir parti gerekiyordu. Önce bu partiyi tamamen CTP'nin zıttı olacak şekilde oluşturduk. Yani dine inanılmaz önem veren bir parti konumundaydı ve partinin adını ALP koyduk.
Sonra dedik ki yardımcımla böyle bir anlamı olmaz buna bir heyecan, farklılık katmalıyız. Bu adamlar dininde imanında giderse bu simülasyonun ne anlamı kalır dedik. Yardımcım dediki bu parti ülkeyi soysun. Soyarkende ideolojisini kullanarak bunu kapatsın yani yaptıkları hırsızlığı din üzerinden kapatsınlar dedi. Mantıklı gelmişti. Kodları böyle yazdık ve ALP'yi Siyasilasyon'a böylece eklemiş olduk.
ALP'yi ekledikten sonra yardımcım bir şeylerin eksik olduğunu söyledi. 2 parti belirli süre sonra sıkardı. Parti sayısını 3'e çıkartıp 3'lü bir kaos ortamı yaratmak daha fazla gözlem yapma şansı verir diye düşünmüştü. Haklıydı.
MPP diye bir parti kurduk ve bu partiye milliyetçi ideolojisini yükledik. Vatanını milletini seven çok klasik bir partiydi MPP.
Alpha sürümünde MPP aslında düz bir partiydi. Biz işleri komik bir hale getirmek istedik ve 4'üncü partiyide böylelikle kurmuş olduk. Önce Muz Cumhuriyeti'nin sınırlarına yakın bir yere terör örgütü yerleştirdik. Daha sonra HLP diye bir parti oluşturduk ve HLP'nin sınırlara yerleştirdiğimiz terör örgütünü desteklemesini sağladık.
Kahkahalar atmıştı yardımcım bu fikri söylediğimde. Bir terör örgütünün Muz Cumhuriyeti üzerinde söz hakkı olmasını sağlamıştık. Mecliste kanunlar için oy kullanabiliyorlardı bu partinin üyeleri. Hatta bu partinin başkanının Cumhurbaşkanı olma şansı bile vardı.
Ama bu daha başlangıçtı. Siyasilasyon'a ekleyeceğimiz daha sayısız kod vardı.
Ülkeyi yöneten parti ALP olduğundan dolayı onun üzerinden gidecektik. CTP, MPP ve HLP'yi ALP'ye düşman ettik. 3 partide tek başına iktidar olma yolunda ilerleyecekti.
Her partinin belirli savunma araçları olmalıydı ve hiçbir parti kusursuz olmamalıydı. ALP'yi hırsız, CTP'yi dinsiz, HLP'yi ise terör örgütü uzantısı yapmıştık. MPP'yide ırkçı yapalım dedik ve bu yüzden beta sürümünde MPP'nin ideolojisinin ırkçı olması için kodlar yazdık. Böylelikle her partinin bir suçu vardı ve her partinin birbirlerine sataşabileceği bir düzen kurmuştuk.
İskeleti kurmuştuk. Şimdi oynamalar yaparak Siyasilasyon'u yavaş yavaş tamamlayacaktık.
ALP'yi insan haklarını hiçe sayan, ülkeyi soyan, ülkenin kurucusuna hakaretler eden, ALP'li olmayan herkesi yok sayan bir parti yaptık. Parti üyelerini hiçbir işe yaramayan insanlarla doldurarak ALP'nin final sürümünü tamamlamış olduk.
CTP'nin din düşmanı gibi gözükmesini sürekli olarak sağlamak için düzeni buna göre ayarladık. Tam sular duruldu derken yeni bir din düşmanı gibi gözükmesini sağlayan olay ekleyerek bu döngüyü sürekli devam ettirme kararı aldık. Partideki herhangi biri din düşmanlığı sezdirebilecek bir olaya karışacak ve bununla beraber CTP'nin arşiv dosyaları açılacaktı. CTP geçmişiyle hep din düşmanı olarak bilinmeye devam edecekti.
MPP'nin diğer ülkelere sallayan bir tavırda olmasını sağlayarak tam sürüme ulaşmasını sağladık. MPP tam olarak şuydu. İktidar olmak isteyen fakat istemeyendi.
HLP'yi çok ellemedik. HLP terör örgütü uzantısıydı fakat bir şeyler eksik gibiydi. Aklımıza yeni bir ırk oluşturma fikri geldi. Adını "K" koymuştuk bu ırkın. Muz cumhuriyetinde yaşacak olan azınlık bir grup olacaktı. Kurduğumuz terör örgütünün çoğunluğunu "K" dan oluşturduk ve HLP'nin "Biz sizi savunuyoruz." demesini sağladık. Böylelikle HLP "K" ırkının partisiymiş gibi gözükmeye başladı.
Sıra ülkedeki insanlardaydı. Bu partilere gözü kapalı, ne yaparlarsa yapsın destek verecek insanlar yaratmalıydık ve yarattıkda.
Her parti için farklı düşünceler vardı fakat hepsi aynı yola çıkıyordu. İktidar olmaya.
ALP için "Çaldığını görsem dahi oyum ALP'ye" diyen insanlar yarattık. Bu insanların zekalarını tamamen dine odakladık. Karşıdaki kişinin din ile alakalı herhangi bir şey söylemesinden sonra yaptığı ne olursa olsun artık önemsizdi. O kişinin ağzından din ile alakalı bir şey çıktığından dolayı artık o güvenilirdi, haklıydı, haksız olamazdı. Ne yapmış olursa olsun ALLAH için yapmıştı.
Yarattığımız insanların ALP'ye sonsuz güç vermelerini sağladık. ALP, Siyasilasyon'da yıllarca iktidarını devam ettiren bir parti olacaktı. Bu yıllar içinde sayısız olaya karışacaktı ve suçlu hep diğer partiler olacaktı. ALP'yi hırsızlık yapan iktidar partisi olarak yaratmıştık. Ülkenin ekonomisini etkileyecek şekilde hırsızlık yapmalarını sağladık.
Bu hırsızlıkların ortaya çıktığı bir senaryo ekleyecektik fakat yardımcımın aklına inanılmaz bir fikir geldi. İşleri dahada karıştıracak bir fikir.
Bir oluşum yaratma fikrini öne sürdü yardımcım. Bu oluşum ALP'yi destekleyecekti ve dindar bir oluşum olacaktı. Bu oluşumun adına ilk önce paralel oluşum dedi. Paralel evrenlerde geçen bir dünya olduğu için böyle bir seçim yapmıştı fakat daha gerçekci olsun diye bir isim bulmak istedi. Bu isim CETÖ oldu. CETÖ ALP'nin ta kendisi olacaktı aslında dolaylı yoldanda olsa. ALP ile CETÖ Muz Cumhuriyetini beraber yöneteceklerdi. CETÖ ülkenin her karışına yayılan, her yerde sözü olan bir oluşum olacaktı. Sonra yardımcım dediki ALP'nin çaldığı paralar CETÖ'yede gitsin. Beraber yürüsünler bu yolda. Tamam dedik ve ekledik bu koduda.
Sonra yardımcım ALP'nin hırsızlıklarının ortaya çıkmasını CETÖ oluşumuyla kesiştirelim dedi. ALP ile CETÖ'nün arasının bozulduğu bir senaryo ortaya attı. Bu senaryoda ALP ile CETÖ'nün arası bozuluyor ve daha sonra CETÖ, ALP'nin yaptığı hırsızlıkları ortaya çıkarıyordu.
Bunuda Siyasilasyon'a ekledikten sonra ALP tarafını tamamlamıştık. ALP tarafı CETÖ oluşumunun bir terör örgütü olduğunu söyleyecekti çünkü yaptığı hırsızlıkları ortaya çıkarmıştı. CTP, MPP ve HLP tarafı ise ALP'yi hırsızlıkla suçlayacak ve yıllarca bu konu sürekli öne sürülecekti.
Daha sonra CTP, MPP ve HLP'nin ALP'ye "Siz yıllardır CETÖ ile aynı yoldasınız" düşüncesini söylemesine karar verdik. Ortamı iyice kızıştırmak istiyorduk ve başarmıştık.
Yardımcım dediki ben gülmek istiyorum. Tamam gözlem yapıcazda bu işin komik tarafı nerede ? dedi. Bende ALP'nin diğer partilere CETÖ terör örgütü ile bağlantısı oldukları suçlamasını yapsın dedim. Bu koduda ekledik.
CTP eksik almıştı biraz diye düşündük. Biz komedi filmi tadında bir simülasyon oluşturmak istiyorduk. Oluşturduğumuz similasyon korkunç olacaktı fakat biz tepkileri görmek istiyorduk. Kara mizah seviyorduk anlayacağınız.
Önce 'body' kısmını etkileyecek bir kod yazmamız gerekiyordu. Yoksa sistem hata verecekti."K" ırkı ile Muz Cumhuriyetinin sınırlarında bulunan terör örgütünün aynı klasmanda olmasını sağladık. Böylelikle "K" ırkının hem ülkesini seven bir Muz Cumhuriyeti vatandaşı hemde ülkesine düşman bir terör örgütü destekçisi gibi görünmesini sağladık. Bunu yapmamızdaki amaç şuydu. Bazi partilerin "K" ırkı ile terör örgütleri arasındaki farkı anlamalarını istemiyorduk. Eğer anlarsalar bu simülasyonun hiçbir anlamı ve amacı olmayacaktı.
Bu kodu yazdıktan sonra CTP'yi yani Muz Cumhuriyetini kuran kişinin partisinin terör örgütünü destekleyen bir parti olmasını sağladık. CTP HLP'yi destekliyordu ve yazdığımız kod yüzünden bu destek "CTP ırkçılık yapmıyor." olarak görülüyordu.
HLP'yi desteklememeyi ırkçılık olarak gözükmesini istemiştik ve başarmıştık. HLP kendisine yapılan terör örgütü suçlamalarınıda "Bize ırkçılık yapıyorlar." diye geçiştirebiliyordu.
MPP'yi ırkçı bir oluşum yapmıştık fakat kime ırkçılık yapacağına karar verememiştik."K" ırkını hemen ekledik kodlara. MPP'yi "K"ırkına düşman yaparken HLP'yi unutmadık tabiki. MPP'yi HLP'ye de düşman ettik.
Araya bazı şeyler serpiştirmemiz gerekiyordu ve bunuda yapmaya başladık. ALP'yi hırsız yaptıktan sonra oylarının düşmesini sağladık. Muz Cumhuriyetinde yapılan anketlerde ALP'nin oylarında düşüş vardı ve bunu tekrar yükseltmek için HLP oylarının desteğiyle iktidar olan bir ALP yaratmayı düşündük. Ama durup dururken ALP ile HLP aynı yolda yürüyemezlerdi. Bu sefer benim aklıma inanılmaz bir fikir geldi ; Barış Süreci
Barış süreci, terör örgütünün Muz Cumhuriyetine verdiği zararı görmezden gelerek "Hadi barışalım." mantığıyla oluşturulacaktı. Bunu gerçekten mantıklı göstermek için "Kan akmasın, analar ağlamasın" diye sloganlar bulmuştu yardımcım. Barış süreci kodlarını ekledikten sonra bu konudada kahkaha attıracak bir detay ekledi yardımcım. Muz Cumhuriyetinin kurucusunun yaşadığı yerde ve onun fotoğrafının gözü önünde terör örgütünün Muz Cumhuriyetine emirler verdiği bir senaryo düşündü. ALP ile HLP oturmuş açıklama yapıyorlardı. Bunuda ekledik tabiki. Sonra ALP başkanının bu görüşme olduktan sonra "Benim bu görüşmeden haberim yok." demesinide sağladık.
Bu olayı iyice göz önüne çıkartmak ve trajikomik hale getirmek için ALP başkanının geçmişte "Terör örgütleriyle oturan, konuşan şerefsiz ve alçaktır." dediği bir diyalog ekledik. Bu diyalogu sağlaması içinde bir sebep gerekiyordu. Bunun içinde MPP başkanı ALP'nin terör örgütleri ile anlaşma yaptığını iddaa etti.
Terör örgütü terör örgütüydü ve güvenilmezdi gerçek hayatta. Similasyonumuza bu gerçeklik payını ekledik ve terör örgütünün barış sürecine uymayarak saldırıya geçtiği senaryoyu oluşturduk. Barış sürecide böylelikle bitmiş oldu.
CETÖ terör örgütü biraz eksik kaldı gibi düşündük ve ona büyük bir rol eklememiz gerektiğine karar verdik. ALP ile araları bozulduktan sonra CETÖ, ALP'nin hırsızlıklarını ortaya çıkarmıştı fakat bu yeterli değildi. Daha büyük bir şey gerekiyordu.
CETÖ Muz Cumhuriyetini ortadan kaldırma girişimi yaptı. Gerçek hayatta bu girişimler geceye doğru yapılırdı fakat simülasyonda sınırları zorlayarak akşam vakti insanlar bakkala ekmek almaya giderken yaptırdık bu girişimi. Ülkenin vatandaşlarına marketten çıkarken tank görmesini sağladık.
ALP başkanının bu girişimi eniştesinden öğrenmesini sağladık. Muz Cumhuriyeti ve ALP başkanı kendi canını korumak için ülkenin polisi dururken vatandaşları sokaklara çağırdı. Vatandaşlara muz cumhuriyeti aşkı ekleyen kodlar yazdık ve tanklarla, silahlarla dolaşan CETÖ mensubuna ait askerlerin önüne silahsız çıkarttık.
CETÖ'nün yaptığı bu girişim bastırıldı. Bastırıldıktan sonra CTP, MPP ve HLP'nin bu girişime tiyatro demesini sağladık. Yani similasyonun içinde similasyon oluşturmuştuk.
Siyasilasyon'u oluşturmayı devam ederken yardımcımla işleri dahada karıştıran bir şey düşündük. CTP'nin HLP'yi desteklemesi sadece bir simülasyonda gerçek olabilirdi ve biz bunu sağladık. CTP'nin başkanına, Muz Cumhuriyetinin sınırlarında dolaşan terör örgütü için "O örgüt bir terör örgütü değil." açıklaması yaptırdık. Artık CTP'de tamamdı. Muz Cumhuriyetini kuran adamın partisinin bir terör örgütünü desteklemesini sağlamıştık.
Sıra MPP'ye gelmişti. MPP bütün partilere düşman, ırkçı ve tek başına iktidar olmak isteyen bir partiydi. O çok gerçekci duruyordu ve o yüzden onuda simülasyona uyumlu yapmalıydık. MPP'yi bir anda ALP'nin yanında olan bir parti konumuna geçirdik. MPP, ALP için söylediği her şeyi yok sayarak artık ALP'nin yanındaydı.
HLP zaten sadece simülasyonda geçerli olabilecek bir oluşumdu. Onun var olması bir simülasyon, bir halisünasyondu zaten. Bir ülkeye düşman olan bir oluşumun o ülke için söz hakkı olması sadece bir simülasyonda geçerli olabilirdi. Ben dedim ki HLP başkanını içeri attırıp HLP parti olarak kalmaya devam etsin. Parti başkanı terör örgütüne bağlı olmaktan içeri girsin fakat parti çalışmalarına devam edebilsin dedim. Yardımcım bunu çok mantıksız buldu ve bu yüzden simülasyona ekledik.
Sonra başkanlık seçiminin yapıldığı bir senaryo ekledik bunların üzerine. ALP başkanının karşısına CTP'nin en güçlü adayı geçecekti. CTP'nin bu adayı simülasyonun bugı gibiydi. CTP'nin içindeydi fakat CTP'den bağımsız hareket ediyordu. HLP'ye karşı tutumu ve dine bakış açısı Muz Cumhuriyeti'nin atasını andırıyordu biraz. Sonra yardımcım dediki bu böyle olmaz. Her şey saçma olmalı. Yardımcım bunu söyledikten sonra bizde bu adayı HLP destekçisi yaparak bu bugı kaldırdık ve simülasyonun gerçekten simülasyon olarak kalmasını sağladık.
Bu aday seçimi kaybetti. Daha sonra ülkenin yerel seçimleri oldu. Bir değişiklik olması için CTP'nin büyük illeri kazanmasını sağladık. Önceki seçimlerde CTP'nin yaptığı "Oylar çalındı." açıklamasını bu sefer ALP'ye yaptırdık. Ülkenin en fazla nüfuslu şehrinde seçimleri tekrar ettirdik ve ALP'nin adayına yüzbinlerce fark attırılmasını sağladık.
Siyasilasyon'un iskeletini tamamlamış içinide neredeyse tamamen doldurmuştuk.
İktidarı sürekli destekleyen haber kanalları ekledik. Bu haber kanallarına inanan milyonlarca insan yarattık. Bu insanların içine sokakta yatıp borçlardan başka bir şeyi düşünemeyen fakat ALP'yi destekleyip suçu diğer partilere atan insanlar ekledik. Bu insanların yaşam kodlarına ülkeyi aslında CTP'nin yönettiğini düşündürecek eklemeler yaptık.
MPP'nin bir anda ALP'nin yanında olmasından dolayı sistem hata verdi. MPP'yi destekleyen insanların bu durum karşısında bir şeyler yapması gerekiyordu. Bunu engellemek için MPP'nin kendisini kullandık ve ALP'ye desteğinin sadece vatan için olduğunu düşündürttük. Siyasilasyon'un içindekilerinin "Bir simülasyonda mıyız ?" diye düşünmemeleri için MPP'nin oylarınıda biraz düşürdük.
Siyasilasyon'u böylelikle kurmuş olduk.
"Çok korkunç." dedi yardımcım."Evet. Birazdan kalkacak ve büyük bir heyecanla oyunu kullanmaya gidecek. Kime oy atacak dersin ?" dedim uyuyan Alberto'yu izlerken."Onu tarafsız biri olarak yarattık. Geçmiş seçimlerde kime oy attığına bakalım mı ?" dedi yardımcım."Eğer bakarsak heyecanı kaçar." dedim."O zaman ne düşündüğünüde görmeyelim." dedi. Haklıydı. Bilincinden geçenleri okuyan sistemide kapattık.
Belirli süre sonra ... .
Alberto uyandı ve lavaboya gitti. Alberto tek başına yaşıyordu. Bir şirketin özel kalem müdürüydü. Tarafsız bir insan olarak yaratmıştık onu ve kime oy vereceğini bilmiyorduk.
Alberto lavabodan çıktı. Kahvaltısını yaptıktan sonra üstünü başını giydi ve dışarıya çıktı. Oy kullanacağı okula gidiyordu.
Alberto'nun morali biraz bozuktu. Neden olduğunu şu anlık bilmiyorduk. Oy kullandıktan sonra bilincinden geçenleri gözden geçirecektik.
Belirli süre sonra ...
Alberto oyunu kullanacağı okula geldi ve oy kullanacağı sınıfa girdi. Telefonunu görevlilere teslim edip oy pusulasını aldı ve oy kullanacağı kabine gitti.
Alberto kabine girdiğinde, oy pusulasını kabinin içinde bulunan masanın üzerine koydu. Daha sonra cebinden bir kalem çıkardı ve bir şeyler yazmaya başladı oy pusulasına. Yazmayı bitirdikten sonra eline oy pusulasını aldı ve sanki bizim onu gördüğümüzü biliyormuşcasına yazdıklarını etrafa göstermeye başladı. Kağıtta şu yazıyordu ;
"Kodlarda hata yapmışsınız. Şu anda halen David'im fakat ilginç şekilde bulunduğum karakteride hissedebiliyorum. Beni hemen buradan çıkartın. Burası yaşanılacak bir yer değil."
Oy pusulasını zarfın içine koyup oyumu sandığın içine attığımda ilk defa doğru bir oy attığımı düşündüm. Boşa gitmeyen ilk oyumdu bu benim. Gerçekten bir işe yarayabilecek ilk yapı taşıydı.
Sistem tamamen yanlıştı. Her detayıyla ve ihtimaliyle yanlış kurulmuştu. Zorunlu bırakılmıştık, zorunlu bırakmışlardı kendilerini seçmemize. Onların yanlış düşüncelerini sistemin getirdiği zorunluluktan dolayı kabul etmemizi istemişlerdi. Başarılıda olmuşlardı.
Bir şeylerin değişmesini istiyorsam eğer mantıklı düşünmeliydim. Hiçbir parti kusursuz değil ve bu yüzden sistemin kendisi kusurlu. Yinede her zaman umut var, her zaman. Bu hayal ettiğim ve adına Siyasilasyon dediğim bu simülasyonun kod kısmına elbet erişeceğiz. O gün geldiğinde her insanı ortak şekilde tatmin edecek, adaleti kusursuz bir şekilde sağlayacak, herkesin mutlu bir şekilde yaşadığı, hırsızların hesap verdiği, terör örgütlerine destek verenlerin yargılandığı, torpille bir yere gelenlerin insan içine çıkamadığı, tecavüz edenlerin hak ettiği cezalar aldığı, eğitimin gerçek seviyeye geldiği, ekonominin düzeldiği, insan haklarına önem verildiği, atalarına saygılı olan, ırkçılık yapılmayan, ne olursa olsun cinsel yönelime saygı duyulan, hangi dinden olursa olsun inancına karışılmayan, ifade özgürlüğüne önem veren kodlar yazacağız.
Haktan Erdoğan Sundu.
Kitabımı okuduğun için çok teşekkür ederim, iyi ki varsın. Eğer yorum yapmak istersen, MENÜ aracılığı ile, şimdilik, Google Play üzerinden yorum yapabilir, ayrıca kitaplarımı paylaşabilirsin. 7/24 bana ulaşmak için üstteki seçenekleri kullanabilirsin. İyi ki buradasın ve umarım güzel vakit geçirmişsindir. Kendine iyi bak.