Sayfa 1 0 GELECEKTE

Satın Al

Instagram, güncel bilgileri en hızlı yayınladığım yerlerden biri. Ayrıca 7 / 24 bana ulaşabilirsin.

TIKLA

1.Bölüm -- Hayallerin peşinde

Her şey azmetmekle olur derler ya , benimde hikayem öyleydi işte.Daha doğduğum günden beri böyle olacağı belliydi.Ben böyle bir insandım herşeyi araştırmayı severdim.Benim adım Emre.Birazdan anlatmaya başlayacağım şeyler gelecek dünyanın aslında kaderiydi.Ben gelecegi bugüne getirmeyi başarmıştım.Ama keşke görmeseydim diyorum.Öyle bir şey yaptımki ALLAH tarafından en günahkar insan ben seçilmişimdir herhalde.Birazdan anlatacağım şeyler gelecegi yani kaderi size gösterecektir.Daha 10 yaşındayken korku filmlerini çok severdim.Ama bir sorun vardı.ÖLÜM . . . Ben her zaman ölümü merak etmişimdir.Herkes ölüyor bu kadar insan nereye gidiyor diye hep düşünmüşümdür.İnsanların öldükten sonra gittikleri yer çok kalabalıktır herhalde.Ben her zaman bir iksir bulmayı araştırdım.Kimyager olmak benim hedefimdi ve oldumda.Yıllardır ölümsüzlük iksirini bulmaya çalıştım ta ki o gün gelene kadar . . .

2.Bölüm -- Bazen Hayallerde Gerçek Olur

Evet galiba başarmıştım.Yaptığım binlerce deneyden sonra ilk defa bir ölü hayvan canlanmıştı.Kimseye söylememeye karar verdim.Denedigim ölü bir hayvandı ve bir köpekti.Adını pamuk koymuştum.Çok şirin bir köpekti.Bu bilgiyi ilk başta aileme söylemeye karar verdim.Artık herkesin gözünde 1. olacaktım.Tarihe geçecektim.Ailem bu haberi duyduklarına inanamadı.Sonra gözlerinin önündeki ölü bir hayvanda denediğimde, aldığım sonuçla, ailem şok oldu.Bana inanmışlardı.Artık basına aktarmam gerekiyordu bu haberi.Hayatımda ilk defa televizyon karşısına geçmenin mutluluğunu yaşayacaktım.Bütün ülke hatta bütün dünya beni dinleyecekti.Bunu kelimelerle ifade etmek imkansızdı.Tüm dünyanın gözlerinin önünde bir hayvanı kendi yaptığım özel iksirle canlandırmayı başarmıştım.Tüm dünya buna inanamıyordu.O kadar ünlü olmuştum ki tüm ülkelerdeki bakanlar ve cumhurbaşkanları açıkcası siyasetle uğraşan herkes beni tebrik etmeye geldi.Gazetelerin kapak fotoğrafı ben olmuştum.Sanki rüyada gibiydim.Ama bu rüya fazla uzun sürmedi . . . Haktan Erdoğan Sunar. Salgın 3.Bölüm -- Kötü Şeyler Oluyor

Televizyonda ki habere ilk başta inanmamıştım.İksiri verdigim canlılar hırçınlaşmaya başlamıştı.Bunun sebebini anlamıyordum.Ne olduda böyle oldu diyordum kendi kendime.Hemen hırçınlaşan hayvanlardan kan örnekleri aldım ve değişik testler yaptım.Her şey olumlu gibi gözüksede gerçekten iksiri alan hayvanlar üzerinde hırçınlaşma etkisine sebep oluyordu.Şunu hiç düşünmemiştim acaba insanlar üstündeki etkisi neydi.İlk işim hemen bir arabaya atlayıp morg un yolunu tutmak oldu.İlk testim sadece beyni olan bir canlıya denemek oldu.Sadece kafatasındaki deri duruyordu.İskeletleri çürümüş bir şekildeydi.Daha nasıl öldügünü kontrol etmeden yandığı apaçık ortadaydı.1 saat aradan sonra bu bekleyiş artık sıkmaya başladı.Başka bir ölüye denemek istedim.Bu sefer inanılması güç bir olay vardı.Ölü bir insanı canlandırmıştım.Bu dünyada bir ilk'ti ama konuşamıyordu.Konuşamamasının sebebi neydi diye düşünürken canlandırdıgım insan ayaga kalktı,bana doğru baktı ve bir anda kendini yere attı.O gün çok yorulmuştum.Canlanıp tekrar mı ölmüştü buna karar vermek için birkaç test yapıp eve gidecektim.

İlk başta kalbi çalışıyor mu diye baktım.Kesinlikle ölüydü.O insanı morga koyup eve gittim,yarın erkenden Morg'a geldiğimde birde ne göreyim . . .

4.Bölüm -- Büyük Suç

Dün iksiri kullandığım insanlar morgda değildi.Bu nasıl olabiliyordu.Ayaga kalkıp dışarı mı çıktılar yani diye düşünürken , kamera kayıtlarına bakmak aklıma geldi.Hemen güvenliğin yanına gittim.Kamera kayıtlarını inceledigimde morgdaki insanlar gece saatlerinde ayaklanıp dışarı çıkmışlardı.Yürümeleri pek insansı degildi.Farklı bir yürüyüş tarzları vardı.Sanki insanlıktan çıkmış gibilerdi.Hemen polise haber verdim.Polis bu kişileri hiçbir yerde bulamadı.Nereye gitmişlerdi, yer yarılıp içine mi girmişlerdi diye düşünürken kötü bir haber geldi.Annem Selma televizyonu açmamı söyledi.Morgdan kaçan insanlar birini öldürmüştü hemde yiyerek.Benim yüzümden biri ölmüştü.Hayatımda ilk defa cinayet işledigimi düşünüyordum.Bir anda havam sönme noktasına geldi.Televizyonlar neler oluyor , Emre'nin açıklama yapmasını bekliyoruz diye yazıyordu.Bir Şeyler söylemek zorundaydım.Basın toplantısı düzenleyip sıradan şeyler söyledim ve sorunun en kısa sürede çözüleceginin sözünü verdim.Ölen kişinin hiçbir yakınının olmamasını şans diye nitelendirmek istemiyordum.Zoruma gitmişti resmen.Ne yapıcagım diye düşünürken morgdan kaçan 2 insan bulundu.Herkese bu durumu anlatmak biraz güçtü,hayallerim resmen suya düşmüştü.İksirim ölü canlıyı diriltiyordu fakat beyin fonksiyonu çalıştırmııyor ve çok hırçın bir şekilde etrafa saldırtıyordu.Bu konu benim için sonsuza kadar kapandı dedim.O günün gecesi çok düşündüm nerde hata yaptım diye ve kendi kendime söz verdim.Bir daha böyle işlere bulaşmıcam diye.Sabah kalktım ve çok normal bir şekilde Annem Selma , Babam Hamdi , Ablam Ezgi kahvaltı yapıyorduk televizyonu açtık ve birde ne görelim . . .

5.Bölüm -- Yürüyen Ölüler

İksirim yayılmaya başlamıştı.Artık bir grip şeklinde olmuştu.Aradan 10 dk geçip geçmedi kapıya polisler dayandı.Yaka - paça hapishaneye götürdüler.Karşımdaki emniyet amiri çok sinirliydi sen bize ne yaptın böyle gibi bakıyordu.İyilik yapmadk istedim diyecekken dışarıdan bagırma seslerinin geldiğini duydum.Bütün polislerin bir anda beni bırakıp dışarı çıktığını gördüm.Hapishanede hücredeydim.Biraz bekledikten sonra 4 el silah sesi duydum.Gerçekten meraklanmıştım ve  garip sesler duymaya başladım.Sanki korku filminde gibiydim.Hayatımda ilk defa bu kadar korkmuştum.Bir ara kapının aralandıgını gördüm.Gelen polis gibi görünüyordu.Ama bir an korkuyu iliklerime kadar hissettim.Bu gelen morgdaki insanlara benziyordu.Şah damarından ısırılmış bir vaziyette yüzü gözü kan içindeydi.İyimisin demeye kalmaz , hızlıca bana doğru yaklaştı.Bir anda demirliklere doğru yapıştı.Ağzını demirliklerin arasından geçirdi.Ellerim kelepçeli oldugu için bir şey yapamıyordum.Burada kısılı kaldım ve ölücem diye düşündüm derken ölü polis'in anahtarlıgını gördüm.Kemerinde asılıydı.Demirliklerin arasından almayı başardım.Ellerimi açtım ama kapıyı nasıl açacaktım.Bu yürüyen ölü beni kapana kıstırmıştı.Demirliklerin arasından ayagına tekme attı.Biraz sersemliyerek yere düştü ve o arada demirliklerin arkasından kilidi açtım.Kapıya dogru yöneldim ve 10 - 12 tane yürüyen ölünün bana dogru geldiğini gördüm.Arkamı dönüp hücreye gidecektim fakat daha demin bayılttım zannettigim yürüyen ölü canlanmıştı resmen kapana kısılmıştım . . .

6.Bölüm -- Bir Dost

Ne yapacağım diye düşünmeye bile zamanım yoktu.10-12 tane yürüyen ölü ile nasıl başa çıkacaktım ki.Arkadan bir kaç el silah sesi duydum.Bana doğru gelen yürüyen ölüler tek tek yere düşüyordu.Galiba biri bana yardım etmeye çalışıyordu.Arkamdaki yürüyen ölü ayaklandı ve arkadan beni kurtarmaya gelen adam pompalı tüfek ile yürüyen ölünün beynini dağıttı.Neler olup bittiğini anlamıyordum.Yürüyen ölüleri indiren adama teşekkür etmek istedim fakat karşılığı biraz farklı oldu.Bana inanılmaz bir yumruk attı.Gözlerimi açtığımda karşımda bir bayan gördüm.Bir binadaydık.Neler olduğunu sormak istedim.Bana sen bize ne yaptın böyle dedi.Ben size yardım etmek istedim diyordum.O arada beni kurtaran adamı gördüm.Yanına gittim.Binanın üst katındaydık herşey normal gibi gözüküyordu.Adama niye buraya geldiğimi sordum.Bana çok sinirli bir şekilde bakıyordu.İksirim herkesin başını belaya sokmuştu.Ne yapmıştım ben böyle diye düşünürken adama beni buraya sen mi getirdin dedim.Söze adım İbrahim diyerek başladı ve “Sen eğer ne yaptıysan artık bunu düzeltemezsin” dedi.Ben durumun farkında degildim.Neler oluyor böyle demeye kalmaz aşagıya bakmamı söyledi.Aşagıya baktığımda bir yürüyen ölü ordusu vardı.Sanki KABE'deki insanlar kadar bitişiktiler ...

7.Bölüm -- Aile Korkusu

O kadar çoktular ki.Bunu ben mi yaptım dedim İbrahim'e.İbrahim “Sen şu anda o kadar günahkar bir insan ki , bütün dünya senin iksirinin iyi bir şey olacağını düşünmüştü ama iksirinin asıl ne yaptığını bilmek ister misin ? Ölüyü diriltmeyi başarıyor fakat bir sorun var.Bulaşıcı bir grip gibi düşün fakat ısırarak bulaşıyor.Eger ölüysen sende onlardan birine dönüşeceksin ve işin en kötü tarafı çok hızla yayılıyor ve milyonları buldu bu durum” dedi.

Ben bu olayların arasında şaşkınlığımdan ailemi unutmuştum.Ya onların başına da böyle bir şey geldiyse , ya onlarda birer yürüyen ölüyse düşündüm.Onları aramaya karar verdim.İbrahim'den telefonu istedim.Eve aradım fakat ulaşılamıyordu iyice tedirgin olmuştum.Onlarsız ben bir hiçtim , yaşıyamazdım.Hemen binanın en alt katına inmek istedim fakat ibrahim burdan çıkamazsın,dedi.Peki siz nasıl geldiniz dedim ? Oda kapının ağzına yakın bir yerde bir kanalizasyon var oradan geldik ama orada yürüyen ölüler den zor kurtulduk diye devam etti.Ben Ailem için herşeyi yapmaya hazırdım.İbrahim bana bir silah verdi ve bu işte tek başınasın ,dedi.Bende beni kurtadıkları için teşekkür ettim ve  inşallah bir kez daha karşılaşırız dedim.Hemen asansörle aşağıya indim.İlk kata geldim,kapının ağzına 10 - 15 metre yakın bir yerde kanalizasyon deligi gördüm.Ama yanında 2-3 tane yürüyen ölü vardı.Kapak açıktı hızlıca delikten içeri girip aşağıya indim sabah saatleri oldugu için önümü görebiliyorum.Bir anda bir ses duydum . . .

8.Bölüm - Ölülerden Kaçış

Çok garip bir sesti , diğerlerine hiç benzemiyordu sanki fare sesi gibiydi.Ama sanki can çekişen bir fare gibiydi.Biraz ilerledigimde birinin fare yedigini gördüm.Bakarmısınz dedim kafasını bana çevirip hızlıca bana doğru gelmeye başladı.Silahımı kullanmak zorunda kaldım.Kimliğine baktığımda inanamamıştım.Bu üniversitede aynı sınıftan arkadaşımdı.Yüzünden değil kimliğinden anlamıştım.Çok üzülmüştüm.Kendimi çok garip hissediyordum.Kanalizasyonda biraz ilerledikten sonra başka bir kapaga geldim.Kapağı tam açacakken üstünden bir yürüyen ölünün geçtiğini gördüm.Ama sonrasında sanki bir ordu geçti ordan.Yoluma hızlıca devam ettim.Biraz yorulmuştum.Artık yavaş adımlarla gidiyordum.Arkadan bir ses geldi.Sesler yakınlaştı.Biir tane yürüyen ölünün bana yaklaştığını gördüm.Tam ateş edecektim,arkasından en az on tane daha geldi,belkide daha fazlaydı.Biraz uzakta olduğu için bulanık gözüküyordu ve hızlıca bana doğru geliyordular.Onlardan hızlı bir şekilde kaçtım ve bir kapaga ulaştım.Hızlı kaçtığım için galiba onları atlatmıştım derken bir ses daha duydum.Ama bu sefer iki tarafdanda geliyordu.Sese aslında bakmayıp direk kapagı açıcaktım fakat bir kadın sesiydi.Normal bir insanın sesine benziyordu.Ses iyice yaklaştı.O da kaçıyordu.Görünür gibi oldu.Evet onu görmüştüm.En fazla 20 yaşındaydı.Arkasından sürü ile yürüyen ölü görmüştüm. Asıl sorun diğer taraftan da gelmeleriydi.Benim kapagı açmak için merdivenlere çıktığımı görünce oda yanıma doğru geldi.Bende hemen hadi buradan çıkıyoruz dedim.Kapağı açmaya çalıştım fakat açılmadı,sıkışmıştı.İyice zorlamıştım ama açılmıyordu.İki tarafdanda gelen yürüyen ölüler bizi kapana kıstırmıştı . .

9.Bölüm -- Büyük Bir Acı

Çok yaklaşmışlardı ne yapacagımı bilemedim.Biir kere deneme şansım vardı.Tüm gücümü kullanarak ittirdim ve kapak açıldı.Hızlıca merdivenlerden yukarı çıktım.Aşağıdaki bayana yardım etmek istiyordum.Aşagıda ki bayan tam merdivenlere çıkacakken arkasından gelen yürüyen ölü kadının şah damarına yapışarak şah damarını ısırdı.Sürü ile birlikte aşağıda bir ziyafet vardı sanki.Kendimi çok suçlu hissediyordum.O kadın benim yüzümden ölmüştü.Kendi kendime “kim bilir kaç kişi ölmüştür” dedim.Yoluma devam ettim.Yollar bomboştu bir insan bile gözükmüyordu.Sadece arabalar vardı.Evim biraz uzaktı , yürüyerek gidip enerjimi harcamak istemedim.Bir araba ile gitmek istiyordum.Araba buldum ama anahtarları yoktu.Klasik hırsız yöntemiyle arabayı çalıştıracaktım.Bir kaç denemeden sonra arabayı çalıştırmayı başardım.Arabayı çalıştırıp sakin bir şekilde yoluma devam edip,sag'a sola bakıyordum.Bir kaç tane yürüyen ölü görmüştüm.Eve gelmeme az kalmıştı.Ama bizim sokağı hiç öyle görmemiştim.Her tarafta yerler kandı.Sanki bir katliam yaşanmıştı.Bir kaç dakika sonra eve geldim.Evin dış kaplamasında çeşitli kan izleri gördüm.ALLAH'ım inşallah kötü bir şey olmamıştır diyerek evin kapısının önüne geldim.Kapıyı açtım.Yerdeki kan izleri beni iyice korkutmuştu.Evimiz büyük oldugu için birkaç odaya daha bakmam lazımdı.İlk salona bakmak aklıma geldi.Kimse yoktu.Üst kata çıktıkça yerdeki kan izleri artıyordu.Bir an bir ağlama sesi duyduğumu farketti.Bu galiba annemin sesine benziyordu.Biraz sevinçliydim çünkü sesini duymuştum.Üst kattaki odama gittiğimde sevincim kursağımda kaldı . . .

10.Bölüm -- Büyük Kayıp

Annem ve Babam ağlıyordu.Yerdeki kan izleri ise ablamdan geliyordu.Sanki bir an beynim durdu gibi oldu.Şoka girmiştim.Anneme ve babama bunun nasıl olduğunu sordum.

Annem : Sen yaptın diye ,bağırdı.

Babam : Kardeşin onlardan birine dönüştü bende onu vurdum ,başka seçeneğim yoktu ,dedi.

Kendimi çok garip hissediyordum.Hayatımda kendimi hiç böyle hissetmemiştim.Bir Babanın kendi kızını vurmasını zaten hiç istemezdim fakat kendi babamın ,ablamı vurması çok garipti derken ablamın elinin titrediğini gördüm.Annem aglamaktan ne dediğini bilmedigi için yaşıyor dedi.Annem ve Babama uzaklaşın dedim.Ablam ayaga kalktı ve bana saldırmaya kalktı.Babam silahını çıkardı ve ateş etti.Hemen buradan gidiyoruz dedim.Ama nereye gideceğimi bilmiyordum.En güvenli yer o bina gibi gözüküyordu.Ailem'i tehlikeye atamazdım derken bir anons yapıldı.Yaşayan varmı , yaşayan varmı diye.Annem ve Babamla hemen dışarı çıktık.Bu bir otobüs'tü fakat askeriye'ye aitti.Hemen yanına gidip yardım istedik.Bize şöyle dedi :

-Güvenli bir yerimiz var kalmak istiyorsanız gelebilirsiniz.Biri çok kötü bir şey yaptı herkes bu hale geldi diye sözlerine devam etti.

Bu arada onu benim yaptığımı söylemedim.Annemin ve Babamın güvende olmasını istiyordum.Otobüse binip adamın dediği yere geldik.Burası çok konuraklı bir yerdi.Dış tarafı çitlerle örtülüydü.Oranın Şefi ile görüştüm ve Annem ve Babamın güvende olmasını istedim.O ise sen bu olayını çözebilecek misin , dedi.Aglamak istiyordum.Şef'ten bir silah istedim kendimi korumak için oldugu söyledim.Şef bu isteğimi yerine getirdi.Silahı aldım ve odama gittim.Kafama dayayıp bunların hepsi benim suçum diye bağırdım ve ateş ettim . . .

11.Bölüm -- Bir Umut

Ama silah tutukluk yaptı galiba diye düşündüm.Tekrar tetiğe bastım yine bir şey olmadı.Şarjöre baktıgımda herşeyi anladım.Şarjör boştu.Arkadan kapı çaldı.Gelen Şef idi.Senin böyle bir şey yapacağını tahmin etmiştim,kendini çok suçlu zannediyorsun biliyorum ama sen insanlara yardım etmek istedin,böyle sonuçlar doğuracağını sende bilmiyordun diye devam etti.Hemen bir duş aldım.Dışarı çıkıp biraz gezmek istedim.İnsanlar mutlu gibiydi fakat beni görünce suratlarını çeviriyorlardı.O arada bizi otobüs ile kurtaran adamın bana dogru geldiğini gördüm.Demek o sensin diyerek,uzaktan bağıra bağıra yanıma geliyordu.Gelir gelmez suratıma yumruk attı.Bende kendimi korumak için ona yumruk atıp “Bilerek mi yaptım ,böyle olacağını nerden bilebilirdim” dedim.Karşılıklı söz atışmalarından sonra kendimize geldik.Kavga etmenin hiçbir şey çözmeyegini anladı.Özür dileyerek burdan istersen gideyim,fakat anneme ve babama bir şey olmasın,daha yeni ablam öldü dedim.Bunları söyledikten sonra dışarı çıkmaya giderken elimden tutup gidemezsin,dedi.Bir hata yapmışsın fakat bu senin bilerek yaptığın anlamına gelmez ben şefle konuştum aslında bize yardım etmek isterken olmuş degil mi ,dedi.Ben bana verilen odaya dogru dogru giderken,çok düşündüm ve burada kalırsam daha iyi olacağını kendi kendime söyledim.Derin bir uyku çektikten sonra.Sabah kalkıp annemlerle kahvaltı yapıyorduk.Kahvaltı bittikten sonra şefin yanına gidip dışarı çıkmak istiyorum , belki bir şeyler bulurum demeye kalmaz bir ses geldi . . .

12.Bölüm -- Umut'a Doğru

Bu bir Helikopter sesiydi ,ses gitgide yaklaşıyordu.Bir ara şerif geldi ve bana Seni almak için geldiler dedi , beni daha demin aradılar ve bunları yapan kişinin kim olduğunu biliyormusunuz diyince bende evet biliyorum hatta yanımızda demek zorunda kaldım kusura bakma ,dedi. Bende niye ben ve niçin bana ihtiyaç duyduklarını sormaya kalmaz helikopter bulunduğumuz alana yakın bir yerde indi.Yanıma 2-3 tane iri yarı,polis elbiseli ve bir maske takmış bir şekilde adamlar geldi.Bana bizimle geleceksin dediler.Bende niye diye sordum.Onlarda sence niye olabilir ki ? Bu kadar insan senin yüzünden öldü.Sadece bu ülke için değil bütün ülkelerde bu durum aynı.Bu senin yaptığın şey eğer her neyse bütün dünya'ya bulaştı dedi ve Seni çağır mamızın sebebi buna bir çözüm bulabilmene yardımcı olmak , en iyi ekibimle senin gibi adamlara bir laboratuvar kurduk , diye devam etti.Bende bir şartla olur , Annem ve Babamda gelecek dedim.Onlarda kesinlikle olmaz diye devam etti.O zaman bende gelmem dedim.Bize zor kullandırtma,bu kadar insan boşu boşuna senin yüzünden öldü,ne istersek yapacaksın dedi.En fazla beni öldürürsünüz.Annem ve Babam olmadan hiçbir yere gitmem diyerek ısrat ettim.Bu arada Annem ve Babam tam arkamdaydı ve bana bakıyorlardı.Polis üniformalı adam silahı onlara doğru doğrultup bu iş için herşeyi yapabiliriz dedi.Öyle bir şey yapamazsın demeye kalmaz bir silah sesi duyuldu . . .

13.Bölüm -- Kısa Zamanlı Ayrılık

O anda sanki beynim durmuş gibi oldu.Arkamı dönmeye korkuyordum.Annem ve Babam'dan biri vurulmuştu derken bir silah sesi daha duyuldu.Arkama baktım.ALLAH'a şükür Annemde ,Babamda yaşıyorlardı.Bu arada bir Silah sesi daha geldi.Sesin oldugu yere dogru gittik.Biri yürüyen ölüyü öldürmüştü.Hemen şerife doğru giderek bu nasıl oldu dedim ? Hani burası çok güvenliydi diye sordum.Şerif ise askerlerinden birinin dün öldüğünü ve ölen herkesin bir yürüyen ölüye dönüştüğünü söyledi.Bunun haricinde hiçbir yürüyen ölünün buraya girmesi mümkün değil diye devam etti.Bu arada helikopter deki adamlar yarın tekrar geleceklerini ve beni almadan gitmeyeceklerini söyledi.O günün akşamında Annem ve Babamı bir köşeye çekip konuşmak istedim.Sizi buradan bırakıyorum ama beni sakın yanlış anlamayın dedim.Onlar ise çok iyi bir şekilde yaklaştı.Bütün suçun sende olduğunu düşünme dediler.Sen iyi bir şey yapmaya çalışınca herkes köpek gibi ayağına gelmişti,gazetelere çıkmıştım,televizyonlarda adın hiç düşmüyordu unuttunmu dediler.Bende dediklerinin dogru olduğunu düşünüp yatmaya karar verdim.Sabah kahvaltı yaptıktan sonra öğlene doğru helikopter ile tekrar geldiler.Bana hadi helikoptere bin dediler.Bende son bir kez Annem ve Babamla vedalaşıyım öyle gideyim dedim.İsteğimi kabul ettiler.Annem ve Babamla vedalaşıp helikoptere bindim.Biraz havalandıktan sonra Annem ve Babamın agladıklarını gördüm.Benimde gözlerim dolmuştu.Çok büyük bir günah işlemiştim ama tekrar herşeyi eski haline getirmek için elimden geleni yapacaktım.Helikopterdeki polis bana gideceğimiz yeri Ailene bile söylemeyeceksin dedi.Yani laboratuvar olduğunu söyleyebilirsin fakat nerede olduğumuzu söylemeyeceksin dedi.Bende iyice heyecanlandım nereye gidicez diye.Polis işte geldik dedi ama bir sorun vardı . . .

14.Bölüm -- Labarotuvar

Ortada hiçbir şey yoktu.Ne gemi ne ada düpedüz okyanustu.Bende polise bakarak burda hiçbir şey yok dedim.Polis de gülerek herşey göründüğü gibi değildir demeye kalmaz bir ses geldi.Denizin içinden bir yeraltı gemisi çıktı.Bende bunun içinde polisin anlattığı kadar doktorun nasıl sıgabilecegini düşünmeye başladım.Helikopter denize 2-3 metre kala havada oldugu yerde durakladı.Ordan böyle kalın iplerle yapılmış merdiven ile aşağıya indik.Ana giriş yerimiz böyle yuvarlak bir delikti her yer altı gemisinde oldugu gibi.Asıl şaşırtı olay içine girince anlaışdı.Bu bir gemi değildi.Bu bir Asansördü.Hemde saydam bir asansör.Asansör aşağıya inerken etrafı görebiliyorduk.Aşağıda çok büyük bir yerin olduğunu gördüm.Sanki bir kale gibiydi , küçük bir köy , hatta küçük bir şehir bile denilebilirdi.Şimdi anlamıştım neyin ne olduğunu.Aşağıya indik bana laboratuvarı gösterdiler.İçerde 10-12 kişi vardı.Hepsi ile tanışıp 2-3 saatte kaynaşmıştık.Ama niye böyle bir sevgileri vardı bana karşı.Benden nefret etmelerini bekliyordum.Fazla acıkmıştım.Buranın yemek ihtiyacını nasıl gideriyorsunuz diye sordum.Dışarıda bir gemimiz var orda 3 yıl kadar yeticegimiz ezrak var dedi.Eger oda biterse toplu bir şekilde nakliyat yapıyoruz , yemek işi sorun değil dediler.Bende tamam dedim.Ama halen şüpheliydim.Akşam olduğunu saatten anlayabiliyordum.Çok aşağıda bir yerdeydik.Akşam olduğunda,bir ara yanlız kaldığımı hissettim.Labarotuvardaydım ve  acıktığım için yemek yiyecektim.Tam kapıdan çıkacaktım ki bir anda kapılar kapandı.Camdan baktığımda polisin bana doğru güldügünü gördüm neler oluyor dedim.Polis ise birazdan öleceksin bu odaya zehir yayılıyor dedi . . .

15.Bölüm -- Güven Sorunu

O anda ne yapacağımı bilemedim.İlk başta bunu bir şaka olduğunu düşünmüştüm.Ama gaz kokusu aldıktan sonra iyice inandım.Artık hayatımın sonunun geldiğini biliyordum.Tam ölmeyi kabullenecekken polis kapıyı açıp içeri girdi.Bana bir şeyin varmı diye sordu.Bende polise yumruk attım.Polis ise sakin olmamı , beni bir testten geçirdiklerini söyledi.Bunu her gelen doktora yapıyorlarmış.Bir güven testi gibi bir şeymiş.Bana saçma geldi peki o gaz neydi dedim.Polis ise tüp gazı idi.Eger orada çok kalsaydın ölebilirdin fakat biz seni zaten hemen çıkaracaktık kapıda gülerek öleceksin falan demem tamamen test içindi dedi.Bu arada hadi yemeğe gidelim dedi.Bende çok acıkmıştım.Hemen yemekhaneye gidip yemek yedik.Çok yorgun olduğum için hemen uyudum.Sabah kalktığımda çalışmalara devam ettim.Polisi görünce bana deney için bir yürüyen ölü lazım dedim.Oda bana buraya hiçbir yürüyen ölüyü sokamayız dedi.Bende o zaman nasıl yapıcam diye sordum.Yani her şeyi tekrar eski yerine nasıl getiricem dedim.Oda sen bir panzehir hazırlayacaksın dedi.Sinirli bir şekilde zaten ölüleri tekrar getiremezsin dedi.Bende o zaman yapamam dedim.Bir 10 kişi başıma toplandı,hepsi polisdi beni dövmeye başladılar.Ağzım burnum kan olduktan sonra “Sen panzehiri hazırla emin olduktan sonra biz yeryüzüne çıkıp halledicez” dedi.O anda neyin ne olduğunu anlamıştım.Bu adamlara hiç güvenmemeliydim.Bunlar panzehir peşindeydi.Fakat kendileri için istiyorlardı.Onlara istediklerini verdikten sonra beni öldüreceklerdi . . .

16.Bölüm -- Büyük Plan

Aklıma bir fikir geldi.Onlara istediklerini verecektim.Galiba bunu yapabilirdim.Her Şeyi eski haline getirebilirdim.Hemen çalışmalara başladım.Ama deneyecek bir yürüyen ölü olmadığını her zaman polise söyledim.Galiba polis kacacagımı düşünüp beni yeryüzüne cıkarmıyordu.Artık yattıgım odayı kitliyorlardı.Ne yapacağımı bilemedim.Bir gün yanıma oradaki doktorlardan biri gelip aynen şöyle dedi :

-Buradan kaçmak istiyor musun ? Burada bana çok güvenirler 1 yıldır çalışıyorum.Dışarının güvenilir olmadığını söylediler.Son senin şu olaydan sonra hiç dışarı çıkartmıyorlar artık.Ama sen akıllı birine benziyorsun galiba beraber burdan kaçabiliriz , dedi.

Bende bu nası olcak dedim.Kapım kilitli ve asansöre nasıl gideceğimizi bile bilmiyorum dedim.Oda polisin odasında buranın krokisi , küçük bir haritası var ordan herşeyi bulabiliriz.Kapının kilidine gelirsek her gün polis yatmadan önce anahtarlarını ofisine bırakır sonra odasına gider,dedi.Bende bunları nasıl biliyorsun diye sordum ? .Oda dediki eger burdan kaçmak istiyorsan ve 1 yıldır burdaysan herşeyi görüyorsun zaten dedi.Sabah laboratuvara gidip çalışmalara başladım.Aslında farklı bir planım vardı.Bu benim son kozum denilebilirdi.Gece uyurken bir ara kapıya birinin tıkladığını gördüm.Bu bizim doktordu.Hadi gel haritayı inceleyelim dedi.Kapıyı açıp polisin odasına doğru gittik.Kapıyı açtık bir anda ışıklar yandı ve karşımda polisi gördüm.Yanımdaki doktor bana yumruk attı,“kimseye güvenmiceksin dostum buradan kaçamazsın” dedi ve kahkaha attı . . .

17.Bölüm -- Herşey Daha Yeni Başlıyor

Ne yapacağımı bilemiyordum ,beni polisin odasındaki sandalyeye oturtup elektrik vermek için aküleri getirdiler.Gerçekten çok korkuyordum.Doktor bana doğru bakıp elindekileri göbegime dogru bastırdı.Sanki o anda beynim patladı gibi oldu.Hayatımda öyle bir acı hissetmemiştim.Polis ve Doktor bana bakarak burdan kaçamazsın,istediğimi yapacaksın , yoksa bunun bedelini sadece sen ödemezsin dedi.O anda arkadan Annemi ve Babamı gördüm.İnanamıyordum.Polisin Anneme Tokat attığını gördüm.Doktorun ise Babama elektrik verdigini.Ne yapacagımı bilemiyordum.Durun diye bağırdım Tamam ! Tamam ! istediginizi yapıcam dedim. Polis bana bakarak işte böyle dedi.Annem ve Babamı benim odama gönderdiler.Bana telefonun lazım olduğunu söyledim.Onlarda tabiki isteğimi reddetiler.Bütün doktorlarda telefon olmasına ragmen bende yoktu.Artık herşeyi göze alma vakti gelmişti.Ciddi anlamda gözüm dönmüştü.Yemekhanede kimseye belli etmeden bir bıçak alıp cebime koydum.Oradaki doktorların hepsi bu işin içinde oldukları için hepsi artık benim düşmanımdı.Tuvalette yalnız yakaladığım bir doktorun karnına bıçağı sapladım telefonu alıp şerifi aradım.Bana bir tane helikopter lazım dedim.O kullanmayı bilmiyormuş fakat ayarlayabilirim dedi.Annene ve Babana çok kötü şeyler yaptılar biliyorum dedi.Bende bunları gelince konuşuruz dedim.Tam ne zaman helikopterin hazır olması gerektigini söyledim.Artık herşey hazırdı.O şerefsizler Annem ve Babama işkence yaparlarken beni unutmuşlardı.Beni polisin odasında tek başına bıraktılar.Anahtarları almıştım.Arkaları dönük oldugu için rahatlıkla haritayı inceleyebildim.O günün gecesinde Annem ve Babamı alarak oradan kaçacaktım . . .

18.Bölüm -- Laboratuvardan Kaçış

Bütün haritayı zihnime yazdım.Gece olduğunda laboratuvardaki küçük planımı devreye soktum.Şefi telefonla arayıp şimdi dedim.Odama geri dönüp.Annemi ve Babamı uyandırıp hadi gidiyoruz dedim.Apar topar asansörün oraya gittik.Karşıdan çok ses çıkardığımız için polisin bize dogru geldiğini gördüm.Asansörün kapısı tam kapanacakken stopa bastım.Polis çok ilerde oldugu için bağırarak panzehirin laboratuvarda dedim.O arada polis labarotuvara gitti herhalde.Biz asansörle yukarı cıktık.Annemin suratındaki tokat izlerine baktıkça içim yanıyordu.Resmen vicdan azabı çekiyordum.O arada asansördeyken alarm sesi duyuldu.Asansörde her türlü patlamaya karşı can yelekleri duruyordu.O arada asansör durdu vee kapı açıldı.Yüzeye çok yaklaşmıştık.Alarm duyulur duyulmaz can yeleklerini giydiğimiz için zaman kazanmıştık.Kapılar açıldığında hemen can yelegi bizi otomatik olarak yüzeye çıkardı.Babam yüzme biliyordu fakat Annem bilmiyordu.Eger can yelekleri olmasaydı,ALLAH korusun Annem ölebilirdi.Yeryüzüne çıktığımızda helikopterden sarkan merdiveni gördük.İlk Annem tırmanmıştı.Ardından Babam ve en son ben tırmandım.Karşımda şerifimi gördüm.Helikopteri başka biri sürüyordu.Annem ve Babam şerife , sizden ALLAH razı olsun dedi.Orada büyük bir patlama sesi duyuldu.Ben şaşırmamıştım fakat Annem ve Babam çok korkmuştu.Şerifde korkusunu gizleyemedi ve bu ne böyle , dedi.Bende işte küçük planım dedim.Panzehir hazırlarken aslında aşağıyı yerle bir edicek bir bomba hazırlıyordum.En ufacık bir sızıntının orayı yerle bir edeceğini düşünememişlerdi.Bombayı bir paketin içine koyup üstüne panzehir yazdım.Paket açılır açılmaz patlamış olmalı.Bombanın fitili paketin açılış noktasına bağlıydı, dedim.Şerif bu planıma hayran kaldı.Bundan sonra ne yapacaksın dedi.Bende ne gerekiyorsa onu dedim . . .

19.Bölüm -- Başka Bir Şey Var

Helikopter ile ,Şef ve diğer insanların kaldığı güvenli yere gittik.Annemin yüzü gözü morlukları içinde oldugu için çok üzülmüştüm.Ama galiba intikamımı almıştım.Bundan sonra ne yapacağımı düşünmeye başladım.Şeften köyün dışındaki yürüyen ölülerden bir tanesini getirmesini istedim.Canlı getirin diyemiyordum.Ölü biri nasıl yürüyorduki.Bunu hiç düşünememiştim.Beyin fonksiyonları çalışmıyordu.Sadece hırçınlaşıyorlardı.Ama nasıl yürüyorlardı.Beyni olmayan biri nasıl yürüyebilir ki.Bunları düşünürken şerif yanıma geldi.İstedigini getirdik dedi.Beni bir odaya götürdüler.Odada bir masa vardı.Masanın üstünde çarşaf vardı.Çarşafı kaldırdıklarında ayakları ,elleri , ve kafası bağlı dişleri sökülmüş bir yürüyen ölü vardı.Gözleri kan kırmızısıydı.İlk defa bir yürüyen ölüyü bu kadar yakından görüyordum.Şefe bana birkaç malzeme lazım olduğunu söyledim.Şef herşeye rağmen benimle iyi anlaşıyordu.Ona beni ve ailemi kurtardığı içi çok teşekkür ettim.Malzemeleri getirdikten sonra.Yürüyen ölünün beynine bakacaktık.Köyde her türlü olanak oldugu için gelişmiş bir hastanedeki tüm olanaklar o köyde vardı.Beynine baktığımız yürüyen ölüde şaşırtıcı bir durum ortaya çıktı.Herşey normal görünüyordu.Normal bir insan beyni gibiydi.Hatta yürüyen ölüye verdiğimiz narkoz nedeniyle yürüyen ölü can cekişmemişti.Bu nasıl olabiliyordu.Bu kadar hırçınlaşmasının sebebi ısırılması değildi.Bu aslında her şeyi açıklıyordu , beyninin normal bir insan beyni gibi çalışması yüzünden yürüyebiliyordu.Şefden bir kaç tane daha yürüyen ölü getirilmesini istedim.Onlarda da durum aynıydı.Neyseki gerçeği öğrenmek fazla uzun sürmedi . . .

            20.Bölüm -- Suçsuzmuşum

Yaptığım birçok araştırmadan sonra , yayılma sebebinin yürüyen ölülerin insanları ısırması degildi.Başka bir şey vardı ve ben bunu çok detaylı bir incelemeden sonra farkettim.Yürüyen ölüler hepsinin kollarında iğne izi vardı.Biri yada birileri bu insanları bu hale getirmişti.Sevinç gözyaşları döktüm.İlk Anneme ve Babama anlattım durumu.Sonra onlarda mantıklı olduğunu söyledi.Şef ile de konuştum , oda elimden geleni yapacağım ,bunu yapanları beraber bulacağız dedi.Ama bir sorun vardı.İğnenin benimi formülümün olduğunu farkettim.Biraz üzüldüm.Ama enjekte eden ben olmadığım için biraz sevindim.Şimdi asıl sorun onları nasıl bulacağım.Şef ile biraz etrafı gezelim dedim.Güvenli bölgeden araba ile ayrıldık.Koca dünyada nereden başlayacağımızı bilemiyorduk.Aklıma etrafı binlerce yürüyen ölüyle dolan o büyük bina geldi.O binaya gitmek için yola koyulduk.Aslında tam olarak ne aradığımızı bilmiyorduk.Anlamadığım nokta o kadar insanın oraya nasıl geldiğinden çok niye orasıydı.Şehrin merkezi orası oldugu içinmiydi.Derken baya bir yaklaştık artık.Baya bir yaklaştık derken uzakta bina görünüyordu.Yürüyen ölülere yaklaşmıştık fakat oraya nasıl giricegimizi bilmiyorduk.Aklıma eskiden oradan dışarı cıktıgım kanalizasyon geldi.Aynı yerlerden geçip binaya girmeyi başardık ve en üst kata çıktık.İbrahim oradaydı.Uzaktan beni gördüğünde biraz şaşırdı.Bana seni tekrar göreceğimi ummamıştım dedi.Ona galiba herşeyi düzeltebiliriz dedim.Oda bana ben senden özür diliyorum ,hani buraya ilk geldiğinde gördüğün bir bayan vardı.O benim ablamdı ve öldü.Eğer bunları bulacaksak bende varım dedi.Bende sen neyden bahsediyorsun, dedim.Oda, ben senin bildigini zannediyordum dedi . . . 21.Bölüm -- Her Şeyi Düzeltme Vakti

Ben şaşırmıştım.İçimden ne oldu acaba dedim.İbrahim söze başlayarak,ben aslında emre sen geldikten 2 gün önce ablamla bu binaya geldikı.Buradaki yemekler ile 1 hafta zor dayanırdık.Ablamı bırakıp yiyecek aramaya gittim.Kanalizasyondan çıkıp market ararken silah seslerini duydum.O arada yanına geldim ve seni kurtardım.Baygın olduğun için seni kurtarmak zor oldu tabi.Ama yolda sanki bi ara ayıldın.Hatırlamıyormusun ? Öyle biraz zaman kazanmıştık.Neyse bunları konuşmayalım şimdi dedi.Bende ibrahime bildigin şeyin ne olduğunu söyle lütfen dedim.Oda buraya düzenli aralıklarla günde 3 kez bir kamyon geliyor.Kamyonunun içinden bu yürüyen ölüler çıkıyor dedi.Bende şok olmuştum.Acaba onları kim getirdi diye.Aşağıya dikkatlice baktım.Gerçekten sayıları çok fazlaydı.Ama bu kadar kişiye tek tek ignemi yapmışlardı.Kesinlikle bir makine gibi bir şeyin olması yada çok sayıda insan gerekiyordu.Neyseki binanın üst katında olduğumuz için etrafı detaylıca görebiliyordum.İbrahime saat kaç gibi kamyonun geldiğini sordum.Belirli bir vakti yok dedi.Sadece her gün geliyor.Ama günde 3 kez geldiğini biliyorum,dedi.Peki ne taraftan geliyor , bizi ona götürebilirmisin dedim.Oda tabi olur dedi.Ben , Şerif ve İbrahim sanki dünyada tek başımıza gibiydik.Annemin ve Babamın yaşadığını bildiğimden dolayı bu korkuyu fazla hissetmiyordum.Onların mutlu ve güvenli yerde olması beni sevindiriyordu.Bu arada kanalizasyondan çıktık ve kamyonun gelmesini bekledik.Kamyona iyice yaklaştık.Kamyonun kapıları otomatik açılıyordu.Kamyonun ön tarafı güvenli yerde arka tarafı güvensiz yerdeydi.Arka kapısı acıldı ve içinden en az 80 tane yürüyen ölü indi.O arada kamyonun kapısına doğru yaklaştık.İçerde bir adam vardı belliydi.Galiba görevli biriydi.Kamyonun kapısını açtık ve . . .

22.Bölüm -- Bir Gemi

Şerif önden giderek.Kapıyı hızlı bir şekilde açtı.Basamaga basarak yukarı çıkıp , adamın yakasından tutup aşağıya fırlattı.Adam neye uğradığını şaşırdı.Şerif silahını çıkartıp adamın kafasına dayadı.Adam çok korkmuştu.Sanki bu işi yapmak istemiyordu.Konuşmaya başladı.Nerden geldiğini bu işin başında kimin olduğunu sorduk.Oda büyük bir geminin olduğunu her şeyin orada yapıldığını söyledi.Bende şerif , ibrahim'i bir kenara çekerek ne yapabiliriz dedim.Aklıma beni öldürmeye çalışan polis geldi.Oda bir gemiden bahsediyordu.Acaba bu adamda mı yalan konuşuyor diye düşündüm.İbrahimde ya ikiside doğru söylüyorsa dedi.Bende o zaman ben ile şerif kamyonun arkasında bekleyelim.Sende ön koltuğun altında ol dedim ibrahime.Şerif ile birlikte kamyonun arkasına bindik.O arada kamyonun arkasından ön tarafa küçük bir cam vardı.Oraya tıklattım.İbrahim camı açtı.Bende şoföre araba ile nasıl o gemiye gidildigini sordum.Oda geminin limanda olduğunu söyledi.Arabayı çalıştırıp,Limana doğru bir yolculuk başladı.Tam olarak ne yapacağımızı bilmiyorduk.Her tarafta yürüyen ölüler vardı.Gemiye görünmeden nasıl giricegimizide bilmiyorduk.Şoföre oraya bizi görünmeden sokabilir misin dedim.Oda etrafta çok kamera var , fakat avantajımız kimsenin dışarda gözcülük yapmaması.Bir şekilde kamera bağlantılarını belirli süreligine kesebilirim.Çok hızlı olmamız lazım.Zaten geminin içinde kamera yok ,bütün kameralar geminin dışında dedi.Telefonunuz varsa ben size çağrı atarım böylelikle kameraların devre dışı olduğunu anlayabilirsiniz.Çünkü geminin içinde kalıyo kamera kontrol noktası dedi.Bende tamam dedim.O arada gemiyi gördük,biz kamyonda bekledik.Şoföre güvendigimizden dolayı , şüphemiz olmadı.Oda her şeyin bitmesini istiyordu.10 dk içinde çağrı atarım dedi ve kapıyı açıp gemiye gitti . . .

23.Bölüm -- Gemide Neler Oluyor

Aradan 5 dakika falan geçti-geçmedi şöför cagrı attı.O arada hızlıca ben , şerif ve ibrahim kamyondan indik.Koşarak gemiye çıktık.O arada tekrar bir mesaj geldi.Şoför merdivenlerden aşagıya inmemizi aradaki koridorda buluşacağımızı söyledi.Şerif biraz tedirgin bir şekilde ya tuzaksa dedi.Bende bu son şansımız ne yapalım dedim.İbrahim biri burda beklesin dedi.Tamam telefon bende siz gidin dedim.Ve beklemeye başladım.İbrahim ve Şerif benim belkide son şansımdı.Tek bildigim şey vardı.Annemin ve Babamın güvende olduğuydu.Bunları düşünürken telefon çaldı.Arayan ibrahimdi.Gel hiçbir sorun yok dedi.Sesi gayet güzel geliyordu.İbrahim akıllı bir adamdı.Eğer bir şey olsaydı,yanındakilere çaktırmadan beni uyarırdı.Geminin içine hızlıca indim.İbrahim , Şerif ve şoförü gördüm hepsi iyi gözüküyordu.Şoföre şimdi nereye gideceğimiz sordum.Laboratuvar en alt katta dedi.Peki bu işin başında kim var dedim.Bu işin başında tek biri yok 10 kişi falan ortaklar dedi.O arada aşağıya indik.İleriden laboratuvar gözüküyordu.Bir anca heyecanlandım.Çünkü içeride bizi ne bekledigini bilmiyordum.Yavaş adımlarla iyice odaya yaklaştık.İçeriye baktıgımda en az 30 kişilik grup vardı.Tam sayamamıştım.Çünkü saymaya vakit yoktu.Çok sayıda kutu vardı.Bu kutular bizi kamufle edebilirdi.Kutular arkasından ana odaya , yani patronların odasına gidiyorduk.Odanın kapısına geldik.Şoför beni dürttü ve burayı sadece güvendikleri insanlara söylerler dedi.Bana güvenmişlerdi , eger bu yakalanırsak ve burayı size benim gösterdiğim ortaya çıkarsa ben yanarım dedi.Bende sen merak etme senin bir suçun yok dedim.Seni zorlamışlar belli ki dedim.Şoförde ailemle tehdit ettiler dedi.Bende aynı benim gibi dedim.O arada kulağımı kapıya yasladım bir kaç kişinin konuşmasını duydum.İçlerinden birinin dediklerine inanamadım . . .

24.Bölüm -- Kime Güveneceğimi Şaşırdım

Evet gerçekten şok olmuştum.Bu kadar zulümü gerçekten ben değil şu anda duyduğum insanlar başlatmıştı.Derin bir oh çektim ama her şey benim iksirimle başladığı için halen üzgündüm.Duyduğum şey beni şok etmişti,çünkü ortada bir kıskançlık vardı.Herşey bir kıskançlık uğruna başlamıştı.Beni televizyonlarda ,gazetelerde görmüşlerdi.İçerdeki adamlardan biri Emreyi ne yapıcaz dedi.Bende biraz korkarak dinlemeye devam ettim.Onu kıskandık dogru , onla artık işimiz kalmadı.İlk gördüğümüz yerde öldürücez dedi.O arada şerif kapıyı hızlı bir şekilde açtı.İçerde 10 adamın hepsi , yani patronların hepsi vardı.Ama 1 kişi yoktu.Büyük bir masanın tam başındaki , yani müdür yoktu.O arada arkadan bir ses geldi eller havaya diye.Galiba bu müdürdü derken arkamı döndüğümde şoförün bize silah çektiğini gördüm.Odanın diğer yanındaki kapıdan içeri bir kadın ve bir adam da geldi.Galiba bu şoförün annesi ve babasıydı.Şoför bana bir yumruk attı ve yere yıgıldım.Yarı sersem şekilde konuşanları dinlemeye çalışıyordum.Açıkça söylemek gerekirse kapana kısılmıştım.Baştan beri şoföre güvenmemeliydim.Şoför bir yumruk daha attı.Gözlerimi açtığımda arkamda şerifin ve ibrahim'in konuşmalarını duydum.Onlara seslenerek iyi misiniz diye sordum.Onlarda asıl sen iyi misin dedi.Bende iyiyim dedim.Şoför şerefsizlik yaptı dedim.Onlarda hiçbir şey göründüğü gibi degil emre dedi.Bende nası yani şoför bizi satmadımı diye konuşurken kapı açıldı.Gelen şoför ve yanında patronların odasına gittiğimizde oturan 10 kişiden biri olan bir patron vardı.Galiba bizi kontrol etmeye gelmişlerdi.Yanındaki patron bana bağırarak ailenin yerini söyle yoksa şerifi öldürürüm dedi.Bende söylemicem dedim.O arada patron silahını çekti şerifin ayağına sıktı.Şerifin o bağırmasını hala unutamam.İçim gitti bende niye bunları yapıyorsunuz diye ağlamaya başladım.O arada şoför yanındaki patronu arkasından vurdu.Patron yere yıgıldı.Silahını alarak patronun kafasına ateş etti.Bizim ipleri çözdükten sonra hadi buradan gidiyoruz dedi . . .

25.Bölüm -- 2 Ölüm

Açıkcası şaşırmıştım.Patronun sıktığı mermi şerifin ayağını sıyırmıştı.Ama sonuçta şerif acı çekiyordu.Seke seke yürümeye başladı.Şoför bana dönerek özür dilerim dedi.Eger sana vurmasaydım beni sizden zannedip hepimizi öldüreceklerdi dedi.Şerif yürümekte zorluk çekiyordu.Oracıkta yere yığıldı.Şoför ve ibrahim şerife yardım ederek onu ayaga kaldırdılar.Yavaş adımlarla yürümeye başladık.Bendeki o cesaret nerden geldiyse ibrahime patronların odasına gidelim dedim.Oda tekrar riske giremeyiz birine bir şey olabilir dedi.O arada bir silah sesi duyuldu.Arkamı döndüğümde şerif başından vurulmuştu.Hayatımda birini daha kaybetmiştim.Çok fazla silah sesi geldiğinden ben , ibrahim ve şoför hızlıca kaçmaya başladık.Geminin içini sadece şoför biliyordu diye düşündük.Oda fazla bilmediğini gemiye bir kaç kere girdiğini söyledi.Koşmaya devam ettik ama nereye koşucagımızı bilmiyorduk.Baya bir koştuktan sonra bir odaya vardık.Şoför burayı ilk defa gördüğünü söyledi.İçeri girdik sanki bir laboratuvar gibiydi.İyice etrafı süzdükten sonra ilerde bir ceset kalabalığı gördük.Ama burda insan yoktu ki burada sadece makinalar vardı.Patronlar herşeyi düşünmüş olmalılarki fazla yorulmamak ve zaman kaybı olmaması için herşeyi otomatik şekilde devam ettirmeyi başarmışlardı.Bu insanları kim peki buraya getiriyor dedim.Arkadan şoför bana seslendi.Ben yapıyodum maalesef dedi.Yüzünde çok acı bir ifade vardı.Aslında bu makina her şeyi açıklıyordu.İnceledigim yürüyen ölülerin çeşitli yerlerine benim yaptığım kimyasal maddeyi enjekte ediyorlardı.Peki nası bu kadar fazla kişiye yetebiliyordu diye sordum şoföre.Şoför ise patronların aralarında konuşurken duyduğunu , senin yaptığın iksirin bir damlasını suya döktüklerini ve o 1 damlanın bile 1 milyon insana yetecegini söyledi.Bu arada ibrahim bana dönerek bir plan yapmamız gerektiğini söyledi.Toplam 10 kişi var, 1 i öldü geriye 9 kişi kaldı dedi.Masada 9 kişi vardı.Yani bizim patronu bulmamız lazım dedi.O arada bulunduğumuz odanın en dip kısmında çelik bir kapı vardı.Şifre ile açılıyordu.Ama şifreyi nerden bulacaktık.O arada bir ses geldi biz hemen saklandık.Bu patronlardan biriydi ve elinde silahı vardı.Yavaş yavaş yanımıza geliyordu ama burada oldugumuzu bilmiyor gibiydi.Çok yanımıza yaklaşınca ibrahim ayaga kalkıp suratına yumruk attı.Adam yere düştü,belliki oda patronlardan biriydi.İbrahim ayaklarından tuttu.Şoför ise ellerinden.Ben ise kafasına silah dayayıp şifreyi sordum.İlk başta söylemedi.Sonra şifreyi söyledikten sonra kafasına silahı dayayıp ateş ettim.Silah sesi olmasına rağmen ses fazla yankı yapmadı.Şifreyi girip kapıyı açtık.Normal bir odaydı.Karşıda Bir sandalye vardı ama arkası dönüktü normal bildigimiz ofis sandalyesiydi.Ardından oglum diye bir ses geldi.Babamın sesine çok benziyordu ama onun sesi değildi.Tekrar oglum diye ses geldi ,hep aynı ses geliyordu oglum , oglum , oglum diye.En sonunda şoför dayanamayıp sandalyeye doğru gitti.Sandalyede bir teyip vardı.Teyip'i tutup tam kaldırıcakken dur diye bağırmaya kalmaz ibrahimi elimle tutup yere dogru çömeldik o arada teyip i kaldırdı ve silah sesi duyuldu.Etrafıma baktığımda şoförün kafası patlamış bir şekilde yerde yatıyordu.Teybin altından bir ip geliyordu.Belliydi ki bu bir tuzaktı.Daha doğrusu buraya geleceğimizi bilmiyorlardı.Burası bir tuzak odasıydı.Eğer burayı kim dizayn etti ise belliki çok akıllıydı.Patronuda çok iyi egitmişlerdi.İlk başta şifreyi söylememesinin nedeni şüphe çekmek istememesiydi.İbrahim bana dönerek eğer onlar akıllıysa biz daha akıllıyız dedi.Şu anda bu gemide 8 kişi var.Bir tanesi 9 kişinin patronu.2 kişi öldü.Geriye 7 kişi kaldı büyük bir plan yapmalıyız dedi . . .

26.Bölüm -- Ana Patrona Doğru

Evet aslında açıkçası kafama yatmıştı.Ne yapacağımızı tam olarak bilmiyorduk.Zamanımızda kısıtlıydı.Ben ve İbrahim kalmıştık sadece gemide.Yolları bilmediğimiz için nereden başlıcagımızı bilmiyorduk.İbrahim geldiğimiz yoldan tekrar geri dönmemizi ve o 9 kişinin odasına tekrar gitmek istediğini söyledi.Ben o odaya niye tekrar girip kendilerini riske atsınlar ki diye sordum.Oda 2 adamları öldü şu anda belki gidersek hepsini bir arada yakalayabiliriz.Eminim Ki onlar şu anda korktuğumuzu düşünüyor.Oraya geleceğimizi akıl edemezler dedi.Biraz korksamda kabul ettim.Aynen geldiğimiz yoldan geri döndük.10 küsür dakika sonra o odanın kapısına geldik.Kapıya kulağımı dayadığımda galiba ibrahim haklı çıkmıştı.Yanımızda silahımızda vardı.Direk içeri girip herşeyi bitirebilirdik.Tam ibrahim kapının kolunu açacaktı ki , elinden tutup bunları öldürürsek koca dünyayı tek başımıza mı kurtarıcaz diye sordum.Oda dediğimi mantıklı bulup kapıyı açtı ama ateş etmedi.Bu sefer patronları da vardı.Galiba bir kaçış toplantısıydı bu.Patron iri yarı bir şeydi.Toplam 8 kişilerdi.Yuvarlak bir masada oturuyorlardı ve bize yakın olanı cebinden silahı çıkartıcakken ibrahim son anda fark edip adamı kafasından vurdu.Şu anda tam ana patronlarıyla beraber 7 kişi kalmıştı.İbrahim ana patronlarına dogru gidip silahı kafasına dayadı.

Bu durumu nasıl kurtarıcaz diye bağırdı.Ana patronları iri yarı biri olmasına rağmen korkmuştu.Bilmiyorum ama pişmandı sanki.Hızlıca koşarak suratına yumruk attım.Neden lan , neden diye bagırdım.Özür diledi ve bunların hepsini düzeltebilecegini söyledi.Bende nasıl dedim.Oda senin yaptığın iksirin kimyasallarını değiştirdik.Bu işe başlamadan önce aslında bir panzehirde çıkardık ne olur ne olmaz diye.Sakla samanı gelir zamanı hesabı dedi.Panzehirin Sprey özelligi ve en küçük biriminin bile 1 milyar insana yetecek kadar yeterli olduğunu söyledi.Peki ölen insanlar ne olacak dedim , o kadar insan öldü diye bağırdım.Patron ise onlar için en güzel şekilde mezar hazırlanacak dedi.İbrahim patronunun kafasına silah dayalı bir şekilde odadan dışarı çıkarttı.O arada ben odanın kapısındaydım geriye kalan 6 insan bize ne olacak dedi.Odanın dışına çıkıp ibrahime baktım baya bir uzaklaşmıştı bağırıp biraz yavaşlamasını söyledim , oda tamam diye bağırdı.Sonra tekrar odaya girip herkesin ayaga kalkmasını söyledim.Hepsi ayağa kalktı.İçlerinden biri bize ne yapacaksın dedi.Bende ne gerekiyorsa onu dedim.Bütün hepsinin üstlerine mermi boşalttım.Bu kadar insan ölmesinin nedeni şuradaki 10 insandı.Hepsi tabiki cezasını çekicekti.Fakat en büyük cezayı ana patron çekecekti.Hızlıca odadan çıkarak koşa koşa ibrahim'in yanına gittim.Ana Patron silah sesi duyduğunu söyledi.Bende yok bişey dedim.Ana patron ise eğer onlardan birine bir şey yaptıysan panzehiri unut dedi.İbrahim çok sinirlendi ana patronun ayağına hızlıca tekme attı.Yere düşen patronun suratına 4 tane ard arda yumruk attı.Ana patronu baygın bir şekilde sandalyeye otutturduk.Ellerini ayaklarını bagladık.Ana patron ayıldı ve bana ne yapacaksınız dedi.Bende hayatında görmediğin en büyük işkenceyi dedim . . .

27.Bölüm -- Büyük İşkence

O kadar farklı şeyler düşünüyorduk ki.Aslında amacımız bu adamı öldürmek degildi.Asıl amacımız bu adamın acı çekmesini saglamaktı.O kadar insan boşuna mı , bir hiç ugrunamı ölmüştü , tabiki hayır ! .Öncelikle işe ibrahim başlamak istedi Ana patrona bir oyun oynucagımızı ve oyundaki tek amacın istediğimiz şeyi söylemen olucak dedi.Eğer söylemezsen acılarına katlanacaksın dedi.Ana patron asla söylemicegini söyledi.İbrahim ise şimdi görücez diye bagırdı.Her türlü malzemeyi gemide bulabiliyorduk vee şu anda bulunduğumuz oda laboratuvardı.En büyük acıyı burda çektirebilecektik.İbrahim ana patrona panzehir nerde dedi.Ana patron asla söylemicem diye bağırdı.İbrahim bıçağı alıp adamın ayak baş parmağını kesti.Adam acılar içinde söylemicem diye bağırdı.Sonra ibrahime bana bırakmasını söyledim.Testereyi alıp adama dogru yaklaştırıp panzehir nerde dedim.Oda söylemicem diye bağırdı ve eğer söylersem beni öldüreceksiniz dedi.Ben ise sen zaten öleceksin ama acısız veya acı çekerek ölmek senin elinde dedim.Oda söylememekte kararlıydı.Testereyi alıp adamın ayak baş parmaklarının hepsi kestim.Adam acıdan bayıldı.1 saat sonra tekrar ayıldı.Bu sefer tekrar sordum panzehir nerde.Tekrar söylemedi bu sefer ayağının birisini komple kestim.Çıkan kandan adamın ayağı gözükmüyordu.İbrahim beni bir kenara çekip çok mu fazla ileri gittik dedi.Bende söylemiyor ne yapcaz dedim.Oda o zaman en kötüsünü yapma vakti dedi.Elimden testereyi alıp adamın yanına gitti.Panzehir nerde diye bağırdı.Adamın acıdan sesi kısılmıştı.O sesle bile,o acıyla bile söylemicem dedi.Gerçekten adamın inadına hayran kaldığı söylemem lazım.Bu sefer adamın pantolonunu çıkartıp,Testereyi adamın cinsel organına dayadı ve son olarak panzehir nerde dedi ibrahim.Adam en sonunda pes ederek tuzak odasında dedi.Oraya girmeden önce iki tane şifre verildigini birinin tuzakları aktif ettigini diğerinin ise kapattığı söyledi.Bize kapatanı verdikten sonra panzehir odanın tam olarak neresinde dedim.Oda eğer onu söylersem beni öldüreceksiniz dedi.Sonra ibrahim Adamın boynuna ipi astı.Adamın tek ayağı oldugu için adamı yerden ben kaldırdım.İbrahim ölmeden önce adama bakarak diğer patronlara benden selam söyle dedi.O arada sandalyeye vurup adamı öldürdük.Sonra koşa koşa tuzak odasına gittik.Adamın verdigi şifreyi denedik gerçekten şifre uymuştu ama panzehirin odanın neresinde olduğunu bilmiyorduk.Tam 1 saat orta derecede büyüklükte olan odanın her tarafına baktık fakat hiçbir şey bulamadık.İbrahim bana dönerek bu dünyada artık hiçbir şeyim kalmadı dedi.İstersen silahı sana vereyim, son 2 merminin birini bana diğerini kendine kullan dedi.Bende benim bir ailem var diye bağırdım ve duvara yumruk attım.Yumruğum duvarın içine girdi.Ben ve İbrahim şok olmuştuk aslında kasa gibi bir şey bekliyorduk fakat ilerde bir kapı vardı . . .

28.bölüm -- Panzehire Doğru

Evet gerçekten şok olmuştuk.Kapıya doğru yaklaştık.Kapının üstünde büyük harflerle PANZEHİR yazıyordu.Galiba başarmıştık.Kapının kolunu tuttum.O ara ibrahim de benim elimden tuttu,kapıyı beraber açtık.2-3 metre ilerde bir camın içinde bir deney tüpünün içinde garip bir madde vardı.Tuzak olma ihtimaline karşı ibrahim ceketini cıkartıp fırlattı.Herşey normal gözüküyordu.Önden ben giderek panzehiri aldım.Tam kapıdan çıkacakken bir alarm sesi geldi.Patlamaya 2 dakika diye.Neler olup bittiğini anlıyamamıştık.Bu bir tuzak degildi fakat bu bir önlemdi.Ana patron panzehiri asla kullanmayacağı için burayı havaya uçurmaya karar vermişti.Tam 2 dakika süremiz vardı.Kötü olan ise kapıların bir bir kapanmasıydı.Çok hızlı olmalıydık.Hemen asansörü bulmalıydık.Hızlıca 1 dakika içinde en az 10 odaya girdik.Odaların kapılarının yarısı kapanmıştı.Artık bir kapıdan 2 kişi aynı anda giremezdi.En sonunda asansörü gördük ve asansöre hızlıca koşmaya başladık.İbrahim asansöre yetişti.Ben hızlı koşamadıgım için biraz geride kalmıştım.Tam 10 saniye falan kaldıki panzehiri düşürdüm.Kırılmadı fakat 2-3 saniye kaybettirdi bana.Son anda tam kapı kapanıcakken hızlıca zıplayarak asansörün içine girmeyi başardım.Panzehir de güvendeydi.7 saniyemiz falan kaldı.Her saniye asansörün yüzeye yaklaşmasını bekliyorduk.Tam 2 saniye kala asansörün kapısı açıldı.Hızlıca gemiden aşağıya suya atladık.O arada büyük bir patlama sesi duyduk.Suyun içinde olduğumuz için fazla etkilenmedik.Sorun şu ki panzehiri düşürmüştüm.İbrahim bana sakin olmamı ve panzehiri bulacağını söyledi.O arada ibrahim panzehiri buldu.ALLAH'tan derine fazla inmemişti tüp ve kolayca bulabilmiştik.Hemen yüzerek yüzeye çıktık.Bize gerekli olan Bolca su , bir helikopter , ve o suyu aşagıya dökecek bir makineydi.Su işi kolaydı koca deniz ayagımızın dibindeydi.Helikopter desen oda şerifin korunaklı yerindeydi.Annemin ve Babamın güvende oldugu yerde bulabilirdik sanırım.Çünkü orda bir tane helikopter gördügümü hatırlıyordum.Şerifi getiren,bizi denizin altından kurtaran helikopteri kullanan adamıda o korunaklı yerde bulucagımızı tahmin ediyorduk.Galiba her şeyin sonuna yaklaşmış gibiydik.Bu kadar uğraşmanın, bu kadar ölümün sonucunda galiba büyük konuşmak gibi olacak ama dünyayı ben ile İbrahim kurtarmış olacaktık.Arabaya binip korunaklı yere dogru yolculuk başladı.Geçen her dakika dahada heyecanlanıyordum , galiba herşeyin sonuna gelmiştik.Korunaklı yere vardığımızda Annem ve Babamın odasına gittim.Sabah vakti oldugu için ikiside uyuyordu.Gerçekten hafızam iyi olmalı ,hatırladığım gibi korunaklı yerde helikopter vardı.Helikopteri kullanacak kişide vardı.Helikopterin altına bağlı bir araç ile aşağıya içinde panzehir olan suyu aşağıya püskürtmemiz lazımdı.İbrahim benim elimden tutup herşey iyi güzelde , biz panzehiri denemedik ya işe yaramazsa dedi.O anda çok korkmuştum.İbrahim haklıydı, panzehiri hiçbir yürüyen ölüde denememiştik.Hemen korunaklı yerin dışına çıkıp.Bir tane yürüyen ölü yakaladık.Ellerini kollarını bağladıktan sonra panzehiri ağzına doğru 1 damla akıttım.O anda dünya başıma yıkıldı, panzehir hiçbir şeye yaramadı . . .

29.Bölüm -- Büyük Başarı [FİNAL]

Evet gerçekten işe yaramamıştı.İbrahim bana bakarak şimdi ne yapıcaz,elimizdeki son umududa kaybettik diye bağırdı.O anda belki su ile karıştırıp denersek işe yarayabilecegini düşündüm.Gerçekten artık son şansımızdı.Hani derler ya sözün bittigi yerdeyiz diye işte o an sözün bittigi yerdi.Bir şişe suyun içine bir damla panzehir attım.O anda bile hayal kırıklığına uğradım.Panzehirin rengi mor'du.Panzehiri döktüğüm şişedeki su en ufak bir degişiklige ugramış.Artık umutsuz bir şekilde o suyu yürüyen ölüye içirmek olacaktı.Şişeyi elime alıp yürüyen ölüye yaklaştıkça kalbimin atışını gerçekten hissettim.Kalbim her atışta sanki beynim duruyor gibi oluyordu.Çok uzun DUA ettikten sonra artık o an geldi.Sudan bir damla yürüyen ölünün ağzına damlattım.ALLAH'a şükürler olsun ki başarmıştık.Yürüyen ölü bir anda neredeyim ben, siz kimsiniz dedi.İlk başta adını sordum adım Burak dedi.Fazla oyalanmak istemedik.Panzehiri ve suyu bir parfüm gibi havaya karıştırmak istiyorduk.Kokusuz Oldugu için ileriki zamanlarda fazla bir şey degişmicek yani sorun olmayacaktı.Herkez normal hayatına , normal yaşantısına eski dünya düzenine dönecekti.Gerçekten çok sevinçliydim.İbrahime yardımlarından dolayı çok teşekkür ettim.Hemen bir damla panzehiri bir kamyon suya damlattım.O kadar suya ilk başta 1 damlanın yetmiyeceğini düşündüm fakat yetmişti.Hemen ben ve ibrahim helikoptere bindik.Helikopter kullanmasını bilen birinide yanımıza alıp havalandık.İbrahimin eskiden kaldığı binadan aşağıya panzehirli suyu püskürtmeye başladık.Helikopter yere yakın uçtuğu için herşeyi detaylı olarak görebiliyorduk.Herşey normal gözüküyordu.Panzehir gerçekten işe yaramıştı.Herşey eski haline geri döndü.Geriye sadece yürüyen ölülerin ısırdığı cesetler kalmıştı.Onlar için panzehirin hiçbir anlamı yoktu.Onlar bu dünyadaki sonsuzluga gömülmüşlerdi.Benim ölümsüzlük iksiri hikayemde böylelike sona ermişti ama kendimi hala suçlu hissediyordum.Hemen Annemin ve Babamın yanına gidip onlara doya doya sarıldım.Onlardan hellallik istedim.Onlarda haklarını helal ettiler.İbrahimlede helalleştik.Aradan 10 yıl geçti,Annemin ve Babamın Mezarı önünde onlara dua ederken tekrar tekrar özür diledim.Bir kimyager olmuş olabilirdim ama kız kardeşim benim yüzümden ölmüştü.Onu geri getiremiyordum.Aradan 10 yıl geçti.Bugün televizyonları açtığımızda,Emre'nin ve İbrahim'in ölüm yıl dönümünde, onların başarılarını saygıyla anıyorlardı. Haktan Erdoğan Sundu. Kitabımı okuduğun için çok teşekkür ederim, iyi ki varsın. Eğer yorum yapmak istersen, MENÜ aracılığı ile, şimdilik, Google Play üzerinden yorum yapabilir, ayrıca kitaplarımı paylaşabilirsin. 7/24 bana ulaşmak için üstteki seçenekleri kullanabilirsin. İyi ki buradasın ve umarım güzel vakit geçirmişsindir. Kendine iyi bak.